27 Ekim 2013 Pazar

Ford Mustang GT Premium


A.B.D. testlerimde Hyundai Genesis Coupé ile geri döndüğüm sportif araçlara bir efsane ile devam ediyorum. Türkiye'de blogger test aracı bulunmayan Ford'un kendi ülkesinde böyle bir sorun bulunmadığından Mustang gibi ulaşılması zormuş gibi görünen bir otomobili bile sürmek zor değil.

Hazır ulaşabilmişken A.B.D. havasını daha iyi yansıtan v8 motora sahip GT versiyonunu incelediğim Mustang  retro tasarımını günümüzde en başarılı şekilde uygulayan araçlardan. Bu tip tasarıma sahip bir diğer otomobil olan Chevrolet Camaro'yu da geçtiğimiz yıl test edip izlenimlerimi Nisan ayında sizlerle paylaşmıştım.


Dış Mekan


Mustang'in en dikkat çekici özelliği tasarımı. 1964 yılında piyasaya çıkan ilk nesil modellerin tasarım detaylarını modern bir şekilde sunan otomobilde güçlü görünen çamurluklar, ince yapılı farlar, sis farlarına sahip ön panjur, 18 inç çaplı jantlar, bombeli bir yapı ve çift hava çıkışına sahip kaput, dik yerleştirilmiş LED stoplar, çift çıkışlı egzoz sistemi ve bagaj kapağı üzerine eklenen spoiler sportif duruşu güçlendiriyor.

4.778 mm boya, 1.877 mm genişliğe ve 1.417 mm yüksekliğe sahip olan otomobilin aks mesafesi 2.720 mm. Daha önce blogda konuğum olan Chevrolet Camaro SS'ten daha küçük bir otomobil olan Mustang GT boyutlarıyla günlük kullanıma daha uygunmuş gibi duruyor.


İç Mekan


Gövde tasarımı ilk nesil Mustang modellerini andıran güncel Mustang'in iç mekanı içinse aynı şeyi söylemek zor. Yuvarlak yapılı göstergelerin rakamları ve simetrik görünümlü ön panel dışında eskiyi pek hatırlatmayan yaşam alanında kullanılan sert plastiğin kalitesi de çok başarılı sayılmaz. Çerçevesiz kapı camlarına sahip olan aracın kapı içlerinde sunulan gözler çok küçük yapılı.

Biraz büyük, biraz da ince yapıya sahip olan deri kaplı direksiyon simidi üzerinde yol bilgisayarı, ses ve hız sabitleme sistemi kumandaları sunulurken havalandırma ızgaraları yanlarda yuvarlak, ortadaysa dörtgen şekilli. Dik yerleştirilmiş orta konsol üzerine ses ve havalandırma kumandaları dağıtılırken her ikisinin de çok başarılı çalıştığını söyleyebilirim.

Vites kolu kısa bir yapıya sahip olan otomobilin vites konsolunda ESP ve flaşör kumandalarının yanında bagaj açma düğmesi de bulunuyor. Mavi renkli aydınlatmalara sahip kapaklı bir bardaklığa sahip olan Mustang bu bölümün arkasında, geriye doğru açılan kapağa sahip olan bir göz daha sunuyor. Bu hacim içerisinde USB ve Aux çıkışlarıyla birlikte bir de 12 Volt soket yer alıyor.

2+2 oturma düzenine sahip olan aracın ön koltuklarında geniş oturma alanı sunulurken arasında büyük bir bombe bulunan arka koltuklar derine yerleştirilmiş. Bu yerleşime rağmen diz mesafesi çok iç açıcı olmayan arka bölümde sunulan omuz genişliğiyse başarılı. Kısa yapılı tavan ve yatık arka cam aslında arka baş mesafesi için kötü haber olsa da kalça bölümleri zemine gömülmüş koltuklar sayesinde saçlar cama değmiyor.

Mustang'in sunduğu 380 litrelik bagaj hacmi Camaro'nunkinden başarılı olsa da bu büyüklükte bir araç için çok da başarılı değil. Hacmin yeterli olmadığı durumlarda arka koltuk sırtlıkları 50:50 oranında katlanabiliyor.


Konfor


Avrupa'da, 400 beygir üzerinde güce sahip bir coupé düşünüldüğünde aklımıza ilk gelen şey konfor olmasa da Kuzey Amerika'da durum biraz farklı. Orta sertliğe sahip süspansiyon sistemiyle birleşen 50 yanaklı lastikler darbe emişte oldukça başarılı.

Donanım konusunda da cömert olarak görülebilecek otomobilde deri döşemeler, sırtlıkları dışında elektrikli olarak ayarlanabilen ön koltuklar, başarılı ses ve havalandırma sistemleri, elektrokromik iç ayna, elektrikli cam ve aynalar ile çok fonksiyonlu direksiyon simidi bulunuyor. Sesli komutlara uyabilen Bluetooth bağlantılı SYNC arayüzü de Premium pakette yer alıyor.

Ön koltuklarında geniş oturma alanları sunan otomobilin oturma pozisyonu benim için biraz alçak olsa da sportif bir coupé için makul kabul edilebilir. Aynı şey kısa bir kola ve kemikli yollara sahip şanzıman için de geçerli.

Mustang'in parça kalitesi gibi iç mekana aldığı ses seviyesi de övünülecek gibi değil. Yüksek süratlerde hem yol hem de rüzgar sesi iç mekana alınıyor. Neyse ki her iki sesi de bastırabilen egzoz sesi her motor devrinde rahatça duyulabiliyor.


Sürüş


Konuğum Mustang olunca araçtan performans beklemek de hakkım. Neyse ki kaput aldında görev yapan 5 litre hacimli v8 motor ürettiği 420 beygir güç ve 530 Nm torkla istekleri karşılamakta zorlanmıyor. 6 ileri vitesli manuel şanzımanla 0'dan 100 km/s sürate 4.6 saniyede ulaşabilen otomobilin maksimum süratiyse 241 km/s'te sınırlandırılmış.

Sesi de harika çıkan motorun performansını yola aktarmasıysa biraz sorunlu. Test aracında kullanılan 235 taban ve 50 yanaklı Pirelli PZero Nero lastikler başarılı tutuş sağlasalar da bağımsız olmayan arka süspansiyon sistemi virajlarda arkanın çok erken kopmasına neden oluyor. Bu durum pist şartlarında zevk verse de virajlı ve dar yollarda hızlı gidildiğinde huzursuzluğa yol açabiliyor.

Arka kısmı düzeltebilmek için yeterinden fazla güç sunan otomobilde sakin sürüşler yapmak istendiğinde yüksek tork sayesinde sık vites değiştirilmesine de gerek yok. Kısa ve kalın yapısıyla ele iyi oturan vites topuzu kemikli ve kısa yollu şanzımanı kumanda etmeyi kolaylaştırıyor. Metal pedal setine sahip olan Mustang GT Premium'un debriyaj pedalı da orta sertlikte.

Başarılı dozlamaya sahip olan fren sistemi opsiyonel olarak Brembo markalı eşiyle değiştirilebiliyor. Soğukken başarılı ve dengeli duruşlara imza atan sistem aracın 1.600 kg'a yaklaşan ağırlığıyla çok boğuştuğunda güçten düşmeye başlıyor.

Bütün bu ağırlık ve gücün hesabı benzin pompasında soruluyor. Otoyol şartlarında 8.5 litre/100 km seviyesine çekilebilen yakıt tüketimi gaz pedalının kontrolü kaybedilince 15 litre/100 km'nin üzerine çıkabiliyor.


Fiyat/Donanım


İşte geldik bizim için en neşeli bölüme.V8 motorla giriş fiyatı 30.000 Dolar'ın hemen üzerinde olan Mustang, Premium donanımla 35.000 Dolar'a sizin oluyor. Dinamik sürüş ağırlıklı birçok farklı ekstra donanım sunan Ford standart donanımda elektrikli cam ve aynalar, SYNC arayüzü, arka spoiler, yol bilgisayarı, çok fonkiyonlu direksiyon simidi, hız sabitleme sistemi, ambiyans ışıklandırması, deri döşeme, metal pedal seti, elektrokrom iç ayna, metal kapı eşik kaplamaları ve USB ile Aux girişlerine sahip, MP3 çalabilen müzik sistemi yer alıyor.

1.695 Dolar farkla Brembo fren sistemine sahip olabilen araçta 1.995 Dolar karşılığında açılabilen cam tavan da sunuluyor. 19 inç çaplı jantlar için 995 Dolar istenirken dokunmatik ekran, HD radyo, navigasyon sistemi ve çift bölgeli otomatik klimayı içeren elektronik paket 2.340 Dolar ücretle alınabiliyor.


Sonuç


Mustang gibi efsaneleşmiş bir modeli yerinde test edebilmek güzeldi. Bunun yanında aracın özelliklerini Avrupa pazarının beklentileri doğrultusunda incelemek gerekiyor. Geçmişe göndermeler yapan harika dış tasarım iç mekana geçildiğinde malesef devam etmiyor. Yaşam alanının görünümünde küçük retro dokunuşlar bulunsa da genel duruş biraz ucuz. Aynı yorumu kalite konusunda da yapmak mümkün. Malzeme kalitesi yüksek olmayan Mustang'in işçiliği de çok başarılı değil.

Bununla birlikte otomobilin 35.000 Dolar civarında fiyata sahip v8 motorlu bir coupé olduğunu unutmamak gerekiyor. Arka aksta kullanılan süspansiyon nedeniyle Avrupa standartlarında olmayan yol tutuşu Amerika'da çok da rahatsız etmiyor. Amerikan otomobillerini sevenlerin vazgeçemeyeceği şey olan v8 motor ve harika egzoz sesiyse tam olması gerektiği gibi.


Fotoğraflar


Test sırasında çektiğim fotoğraflara buradan ulaşabilirsiniz.

8 yorum:

  1. harika bir inceleme olmus. mustang asigi olan bir kisi ideal bir arac ama genel olarak tek araba sahibi olayim onunla her isimi gucumu halledeyim diyen birisi icin pek iyi bir secenek gibi gelmedi.

    YanıtlaSil
  2. Onur bey siz daha iyi bilirsiniz ama dışarıdan gelen sesler konusunda bunun bilinçli bir karar olduğunu düşünüyorum. bir mustang kullanıcısı ses duymak ister. öbür yandan bir mercedes kullanıcısı pek ses duymak istemez firma da ona göre yalıtım yapar. sadece iç mekan tasarımı rahatsız edici yani bu kadar ruhsuz birileri yapmasaydı keşke.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sportif araçlarda motor ve egzoz sesinin daha çok duyulmak istenmei normal. Benim şikayetim yol ve rüzgar gürültüsü ki hiçbir segmentte hoş karşılanmıyor bu ikili.

      Sil
  3. harika bir test onur kardeş tebrik ederim. gideceğin yere beni de götür diyorum alay konusu oluyor blog da ama sen böyle testler yaptıkça ben takılırım peşine :)

    YanıtlaSil
  4. gerçekten kötü bir araç, hem de çok kötü, amerikada malesef gaza gelip kiralamıştık da ordan biliyorum.

    YanıtlaSil
  5. görüntü var ses yok... bu tarz araçlar hiç bir zaman avrupalı rakiplerinin kalitesine ulaşamaz dolayısıyle vergiden çakozlamasa da avrupalı tüketiciye hitap etmez. ama biz vergi ve benzin sorunumuz olmasa alırız kesin. çünkü ortadoğu ve bizim gibi tüketici gruplarında görüntü herşeyden önce gelir:))

    YanıtlaSil
  6. Onur bey motor ve performans hissine az değinmişsiniz. Ford'un camaro ve charger'a göre daha devirli motoru sürüşte ekstra bir keyif haz veriyormu acaba? ve performansı etkili boyutlarda bir araçmı GT 5.0? Sizi pek etkilemiş görünmüyor.

    Diğer yandan malzeme kalitesi ve yalıtımı o kadar eleştirmişisiniz ki testini yaptığınız ST den bu konuda oldukça fark yediği sonucu çıktı bende.

    Focus ST nin performans hissi GT 5.0 la kıyas edilebilirmi kağıt üzerindeki rakamlar bir kenara bırakılırsa?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Beklentilerimi karşıladı fakat hala bir Avrupalı motorla karşılaştırılacak seviyede değil. Belki de çok etkileyici olmamasının sebebi de buydu. Bir yandan Avrupa bir yandan da Amerika özellikleri sunuyor ama ikisi de tam değil. Camaro SS çok daha ilkel bir motor kullanıyor olsa da daha çok sevmiştim.

      Evet, malzeme kalitesi çok kötü ama bu bir sürpiz değil. Aynı iç mekana sahip olan v6 Mustang Focus RS'ten ucuz Amerika'da.

      Şahsen Focus bana daha çok zevk vermişti. Limitlerde çok daha rahat kontrol edilebiliyor.

      Sil