29 Ekim 2016 Cumartesi

DS 4 1.6 BlueHDI EAT6


PSA grubunun en farklı üyesi DS sonunda bloguma konuk oldu. Aslında DS ismini 50'li yıllardan 70'lere kadar üretilen fütüristik sedan modeline veren Citroën 2009 yılında tanıttığı DS3 modeliyle bu otomobilin ruhunu canlandırdı. C3'ün temelleri üzerine geliştirilen aracın ardından ortaya çıkan DS4, 2008 yılında sergilenen Hypnos konseptinin seri üretime alınmış haliydi.

DS5'in de aileye katılmasının ardından, 2010 yılında piyasaya sürülen Citroën DS4, DS'in PSA grubuna bağlı ayrı bir marka haline gelmesinin ardından DS 4 olarak adlandırılıp makyajlı yüzüyle satılmaya balşadı. Avrupa pazarlarında 7 farklı motor seçeneği bulunan otomobil Türkiye'de tek motor ve şanzıman seçeneğiyle satılıyor.


Dış Mekan


DS 4'ün Citroën armasını atmasından sonra çok değiştiğini söylemek zor. Bununla birlikte orijinal bir tasarıma sahip olmaya devam eden otomobilde kromajlı ve altıgen ön panjur içerisine eklenmiş DS logosu, iç tasarımı yenilenmiş halojen farlar, daha düz hatlara sahip ön tampon, kromajlı çerçevelere sahip sis farları gibi detaylar dikkat çekiyor.

Yüksek yapılı bir hatchback olan DS 4'ün yan bölümünde 17 inç çaplı jantlar, şişkin çamurluklar, camların altına sabitlenmiş yan aynalar, kısa tutulmuş arka kapılar ve C sütununa doğru gizlenmiş kapı kolları görülebiliyor.

Yuvarlak hatlı bir yapıya sahip olan arka bölümde spoiler, yatık bir bagaj kapağı camı, LED ve ampul kullanan stoplar, özellikle yan bölümleri kaslı görünen tampon, alt köşelere yerleştirilmiş sis farları ve tampon ortasında yer alan siyah plastik kısımda göze çarpan kromajlı süslemeler otomobilin diğer detayları arasında.

4.284 mm boya, 1.810 mm genişliğe ve 1.497 mm yüksekliğe sahip olan DS 4'ün aks mesafesiyse 2.610 mm olarak açıklanıyor.


İç Mekan


Yaşam alanının büyük bölümünü platform kardeşi C4 ile paylaşan DS 4'ün ön kapılarında çok derin olmayan fakat boyu ve genişliği başarılı cepler bulunuyor. Elektrikli cam ve yan ayna kumandaları sürücü kapısına yerleştirilirken yüksek bir pozisyona sahip ön panelin solunda yakıt deposu kapağı açma, Start/Stop, park sensörü ve ESP düğmeleriyle far yükseklik ayarı yer alıyor.

Büyük bir göbeğe sahip dört kollu, çok fonksiyonlu deri direksiyon simidi arkasında üç büyük daireden oluşan gösterge panelinin büyük kısmı dijitalken bu bölümün renkleri değiştirilebiliyor. Orta konsolunda, PSA grubunun birçok aracında kullanılan dokunmatik ekran görülebilirken biraz daha aşağıda, giderek daha ender bulunan CD girişi dikkat çekiyor.

Çift bölgeli, tam otomatik havalandırma sisteminin kumanda paneli üzerinde ince yapılı dörtlü flaşör, ekran kapatma ve merkezi kilit butonları bulunurken daha yukarıda dokunmatik ekranın farklı fonksiyonlarına geçmeyi sağlayan düğmeler bulunuyor. Bu arada ön bölümde iç mekan tasarımını C4'ten ayıran en önemli detayın bazı kaplamalar üzerine işlenen küçük DS desenleri olduğunu söyleyebilirim.

Şık tasarımlı vites topuzunun önünde yer alan cepte USB, Aux ve 12 Volt girişleri sunan DS 4 ara konsolda elektronik park freni kumandası, bardaklık ve küçük bir göz bulunduruyor. Altında makul bir depolama hacmi bulunan kol dayanağının ileri geri ve yükseklik ayarlı olması olumlu.

Ön yolcuların kafa seviyesine kadar uzayan ön camda ileri-geri hareket edebilen perdelere sahip olan DS 4'ün arka koltuklarına ulaşmak için, kendileri uzun, açıklıkları dar olan kapılar kullanılıyor. İçeride ince uzun cepler sunan kapıların camlarının hiçbir şekilde açılmamasıysa ilginç. Arka koltuk yolcuları için sunulan tek donanımsa 12 Volt soket olmuş.

File ve elastik bant gibi farklı sabitleme şekilleri sunan bagaj bölümü 359 litre hacimli olan otomobilin sunduğu bu hacim, arka koltuk sırtlıkları katlanarak kademeli olarak 1.021 litreye ulaşıyor. Farklı noktalarda sunulan kancaların yanında 12 Volt soketi ve portatif fener sunulması da olumlu.


Konfor


Son zamanlarda giderek sertleşen süspansiyon sistemlerine bir katılım da DS 4'ten geliyor. C4'ten daha sert bir süspansiyon sistemine sahip olan otomobil 215/55-17 ölçülerine sahip geniş yanaklı lastikler sayesinde ani darbelerin bir kısmını emebiliyor. Sportif sürüşlerden hoşlananları mutlu edecek şekilde ayarlanan sistem iç mekanda biraz sarsıntıya neden olabilir.

Lastik ve motor gürültüsü izolasyonu konusunda kendisinden bekleneni verebilen DS 4'ün rüzgar sesi konusunda da 110 km/s'e kadar bir problemi bulunmuyor. Konfor özellikleri ön koltuk yolcularına yönelik olan otomobilde kullanılan uzatılmış cam, burada oturanların çok daha ferah bir yolculuk yapmasını sağlıyor.

DS 4'ün arka koltuklarıysa ilginç. Dar açıklığa sahip arka kapıları kullanmak çok rahat olmasa da iç mekana geçişte büyük bir sorun yaşanmıyor. Asıl rahatsızlıksa bundan sonra başlıyor zira tamamı siyah kumaşla kaplı bölüm, dar tasarıma sahip ve açılmayan yan camlarla birleştiğinde klostrofobik bir ortam yaratıyor. Bu bölümde sunulan diz ve baş mesafeleriyse C segmenti ortalamalarına yakın.

Konfor donanımı çok zengin olmayan otomobilde elektrikli ön camlar ve yan aynalar, yol bilgisayarı, dokunmatik ekrana sahip navigasyon sistemi, çift bölgeli, tam otomatik klima, USB ve Aux çıkışları, Bluetooth bağlantısı, CD Çalar, tavana doğru uzayan ön cam, hız sabitleme ve sınırlama sistemleri, ileri-geri ve açı ayarına sahip ön kol desteği, far ve yağmur sensörleri, bel destek ayarına sahip sürücü koltuğu, arka park sensörleri, bagajda fener olarak kullanılabilen aydınlatma ve Start/Stop bulunuyor.

DS 4'ün en büyük konfor donanımıysa 6 ileri vitesli, tam otomatik şanzımanı. PSA grubunun diğer modellerinde de bir süredir kullanılan ünite yumuşak geçişleriyle yüksek konfor sunarken Start/Stop sistemiyle uyumu piyasadakilerin en iyileri arasında.


Sürüş


DS 4'ün sertçe ayarlanmış süspansiyon sistemi, yüksek yapının getirdiği dengesizliğin önüne geçebiliyor. Özellikle virajlarda stabilitesini rahatça koruyabilen otomobilin büyük çaplı direksiyon simidi pek sportif görünmese de sunduğu geri bildirim ve his yeterli seviyede. Zorlandığında beklendiği gibi önden kayan otomobili dinamik bir şekilde kullanmak, manuel kumanda alabilen şanzıman sayesinde mümkün olsa da direksiyon simidi arkasında vites değiştirme kulakçıkları sunulmaması bir eksiklik.

Vites pozisyonlarının aydınlatmaya sahip olmaması gece sürüşlerinde problem yaratma potansiyeline sahipken yüksek yan desteklere sahip ön koltukarın yumuşak yapıları da daha çok konfor odaklı bir tasarım. Fren pedalı tipik Fransız otomobil özelliği sunan DS 4'ün yavaşlama performansı başarılı olsa da pedalın ilk santimetresinin yavaşlama konusunda pek payı olmamasına alışmak gerekiyor.

Kaputu altında yakından tanıdığımız bir motor barındıran DS 4'ün 1.6 litre hacimli turbo Diesel ünitesi 120 beygir güç, 300 Nm tork sunuyor. 1.315 kg ağırlığa sahip olan aracı hareket ettirmekte zorlanmayan motor, 6 ileri vitesli otomatik şanzımanla birlikte alınabiliyor. 0'dan 100 km/s sürate 11.4 saniyede ulaşabilen otomobilin maksimum sürati 190 km/s olarak açıklanıyor.

Yakıt tüketimi konusunda sahibini üzmeyen DS 4, sakin kullanımlarda 5 litre/100 km ortalamasının altına düşebilirken test ortalaması olarak elde edilen 6.3 litre/100 km de başarılı.


Fiyat/Donanım


Avrupa pazarlarında 1.2 ve 1.6 litre hacimli benzinli motorlar dahil toplam 7 motor seçeneği bulunan DS 4 Türkiye'de tek motor ve şanzıman seçeneğiyle sunuluyor. Donanım paketi de tek olan otomobilin başlangıç fiyatıysa 109.450 TL

Elektrikli ön camlar ve yan aynalar, yol bilgisayarı, çift bölgeli, tam otomatik klima, USB ve Aux çıkışları, Bluetooth bağlantısı, 17 inç çaplı jantlar, ön, yan ve perde hava yastıkları, CD Çalar, tavana doğru uzayan ön cam, hız sabitleme ve sınırlama sistemleri, ileri-geri ve açı ayarına sahip ön kol desteği, far ve yağmur sensörleri, bel destek ayarına sahip sürücü koltuğu, arka park sensörleri, bagajda fener olarak kullanılabilen aydınlatma ve Start/Stop gibi standart ekipmanları bulunan test otomobilinde 17 inç çaplı, elmas kesim jantlar 800 TL, 7 inç büyüklüğündeki dokunmatik ekran 1.800 TL ve metalik boya, 1.300 TL karşılığında alınan opsiyonlar olarak sunuluyor.

Broşürlerde görülen ve DS 4'ün popülerliğinde önemli rol oynayan LED farlar ve ön paneli de kaplayan deri döşeme seçenekleriyse opsiyon olarak bile sunulmuyor.


Sonuç


PSA grubunun yeni üyesi DS'in gelişimi biraz farklı başladı. Tamamen yenilenen modeller yerine Citroën markasından miras kalan temelleri kullanarak daha çok modelle pazara giren DS şimdilik ayrı bir marka havasını vermiyor. Dış görünümde büyük farklılık olsa da iç mekanı C4'ten kopyalanan otomobili daha premium gösteren opsiyonların Türkiye'de sunulmuyor olması da bu durumunda nedenleri arasında yer alıyor.

Donanım bakımından dikkat çeken tek özelliği yüksek ön camı olan DS 4'ün tek motor seçeneğiyle satılıyor olması da bir handikap. Değişkenlik konusunda da ön sıralara oynamayan otomobilin motor ve şanzıman ikilisiyse PSA grubunun kendisini kanıtlamış ünitelerinden oluşuyor ve hem yeterli performans hem de başarılı yakıt tüketim rakamları sağlayabiliyor.


Fotoğraflar ve Video


Test sırasında çektiğim fotoğraflara buradan, videosunaysa buradan ulaşabilirsiniz.

7 yorum:

  1. sanırım bu emp2 platformunda değil. o yüzden ds in gerçekten bir premium marka olabilmesi için bence hem adam gibi yeni platformda üretilmesi ve citröenle alakasının kalmaması gerekiyor. bir sonraki nesil ne zaman çıkacaksa onu beklemek lazım. çoğu insanın aksine fransız otomobillerini seven birisi olarak bekliyorum açıkçası.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet EMP1 bunun platformu ve ben de aynı şeyi düşünüyorum. Bence de yeni marka yaratılırken makyaj yerine yeni model beklenmeliydi. Daha az model olacaktı ama farklılık çok daha net gösterilebilirdi.

      Sil
  2. Bi arabanın arka camı niye açılmaz? Bunu kabul edip alanların sınırı ne ? Mesela aracın kornası çalmasa kabul ederler mi ? Yada bu aracın sol sinyali yok deseler onuda mı kabul edecekler ?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Büyük ihtimalle "5 kapılı aldık ama arka camlar açılmıyor" diye değil "3 Kapılı gibi görünüyor ama arkaya girişi kolay" diye alınıyordur.

      Sil
  3. Artık dobloların bile arka camları açılıyor.. ds4 sahiplerine duyurulur..

    YanıtlaSil
  4. 3 yıldır kullanıyorum, arka cam açılmamasını hiç dert etmedim. Bence eksiklik değil, çünkü hem ısıtma hemde soğutma sistemi başarılı. coupe görüntüsünü bozmamak için yapmamışlar.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Resmi olarak öyle. Yoksa birçok coupe modelin bile arka camları açılıyor günümüzde.

      Sil